Kırım Hanlığı 2

Kırım Hanlığı (2)



     İslam Giray III. devri (1644-1654). Kırım hanlığının Osmanlılar ile sıkı işbirliği halinde şimaldeki düşmanlarına karşı harekete geçtiği bir devirdir. O 1644-1647 yıllarında Rusya'ya ve kazaklarına karşı dört büyük sefer yaptı. Zaporog kazaklarını Lehistan'dan ayırarak, kendi tarafına çekmesi en büyük muvaffakiyeti teşkil etmiştir, Hmelnitskiy onun, daha sonra Osmanlı padişahının metbüluğunu tanıdı. Bu sayede o 1648 -1653 yılları arasında Lehistan'a çok muvaffakiyetli seferler yaptı. Bu memlekete karşı isveç ile sisayî münasebetler kurdu. Fakat o Lehistan ile sulh imzalayınca, kazaklar Rusya'ya yanaştılar (1654).

        Köprülüler idaresinde kalkınan Osmanlı imparatorluğu Lehistan'dan Podolya'yı aldıktan sonra, kazaklar üzerinde hakimiyetini kurarak, Ukrayna'ya yayılmak temayülünü gösterdi. Bu teşebbüs 1678'de ruslar ile Osmanlılar arasında ilk büyük muharebeye sebep oldu. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kumandasında büyük bir ordu Kırım hanı Murad Giray (1678 - 1683)'ın ordusu ile Ukrayna'da Çigrin kalesini, çetin bir savaştan sonra, zapt ve tahrip etti. Kazaklar da Osmanlı himayesi altına alındı. Fakat bu çok sürmedi. Viyana bozgunu ile başlayan büyük ric'at esnasında şimaldeki bütün kazançlar kaybedildi. Ruslar Avrupa'da kurulan mukaddes ittifaka katılarak (1684), Kırım'a ve Azak kalesine taarruzlara başladılar. Moskof çarları bu ana kadar Osmanlı imparatorluğuna taarruzdan çekinirlerdi. Fakat bu tarihten itibaren çarların Kırım ve Karadeniz, Kafkasya ve Balkanlara doğrudan  doğruya taarruzları ve istilaları başlamıştır; Kırım hanlığının Rusya imparatorluğuna iltihakı ile neticelenen bu devre girmeden önce 1683 -1699 harp yıllarında hanlığın Hacı Selim Giray idaresinde (1671-1704 arasında dört defa han) Osmanlılar ile hayatî mahiyette işbirliğine temas etmek gerektir (bu devir için bk. H. İnalcık, Dil tarih coğrafya fakültesi habilitasyon tezi). Bu harpte rusların Kırım'ı istila teşebbüslerine karşı kırımlıların muvaffakiyetli müdafaası ve Besarabya'da leh kuvvetlerinin taarruzlarını bertaraf etmeleri ilk felaketli harp yıllarında Osmanlıları büyük bir endişeden kurtardı. Bundan başka Kırım kuvvetlerinin 1688'de Sırbistan'da Kaçanik boğazında Habsburg ordusunu püskürtmesi harbin gidişinde bir dönüm noktası teşkil etti ve Osmanlılar düşmanı Balkanlardan geri sürmek için fırsat buldular. Hacı Selim Giray harbin sonuna kadar sık sık değişen sadrazamlar ve padişahlar karşısında uzun zaman mevkiini muhafaza ederek, İstanbul'da devlet işlerinde üstün bir nüfuz kazandı, hatta bir defa padişah sadrazamını seçerken, onun re'yini aldı. Selim Giray bu sayede harbin sevk ve idaresinde birlik ve devamlılık sağladı ve şüphesiz imparatorluğun daha büyük felaketlerden korunmasında amil oldu. Bununla beraber rus çarı 1696' da Azak kalesini zapt ve İstanbul muahedesi ile (1700) burayı elinde muhafazaya muvaffak olmuş idi. Yeni han Devlet Giray II., yeni kaleler ve Azak'ta bir donanma yaptıran Petro'nun hummalı hazırlıklarını bildirerek, İstanbul'u harekete geçirmeğe çalışıyor ve yeni bir harp ile rus tehdidine son verebileceğini düşünüyordu. 1702'de azledildikten sonra 1708'de tekrar hanlığa getirilince, bu maksadında muvaffak oldu. İsveç kıralı Karl XII. ile birleşerek, Babıali'yi çara karşı harp açmağa ikna etti. Fakat Prut'ta (1711) çarın ezilmesi fırsatım kaçırdığı iddiası ile, Baltacı Mehmed Paşa aleyhinde bulundu (bk. Akdes Nimet Kurat, Prut seferi, Ankara, 1954).

        Rus kuvvetleri ilk defa 1736'da Münnich kumandasında Kırım yarımadasını istilaya muvaffak oldu. Bahçesaray zaptedilerek yakıldı; 2.000 ev ile hanların sarayı kül oldu. Bu arada Selim Giray'ın kurduğu zengin kütüphane mahvoldu. Kalgayların merkezi Akmescid aynı akıbete uğradı. Ruslar Lasey idaresinde 1737 ve 1738 yıllarında da gelerek, tahribata devam ettiler. Belgrad muahedesi ile (1739) ruslar Prut'ta geri verdikleri Azak kalesini tekrar ele geçirdiler. Şimdi Kırım yeni istilalara açık bulunuyordu. Arslan Giray Han (1748-1756) yarımadayı müdafaa eden istihkamları takviyeye itina etti. 1760'ta rus kazakları taarruz ettiler. Kabartay'da yeni rus kalelerinin inşası hanlığı bu taraftan da tehdit etmekte idi. Rusların Lehistan'da yerleşmesi ve Kırım hanına ait Balta şehrine sığınmış olan leh konfedere'lerini takip ile bu şehri zapt ve tahrip etmeleri, nihayet Osmanlı padişahı tarafından harp ilanına sebep oldu.

        1768 -1774 harbi Kırım için felaket ile neticelenmiştir. 1769 yılı başında Kırım Giray Han'ın Besarabya'dan rus topraklarına muvaffakiyetli bir akınından sonra, rus orduları 1770'te Bucak'ı, 1771'de prens Dolgorukiy idaresinde Kırım yarımadasını istila ettiler. Kırım hanı Selim Giray III. güçlükle kurtulup, İstanbul'a geldi. Bu harp esnasında Kırımlılar ile Osmanlılar arasında anlaşmazlıklar ve idaresizlikler hakkında Osmanlı seraskerinin katibi Necati Efendi'nin hatıraları dikkate değer tafsilat ihtiva etmektedir (Tarih vesikaları, cild III, sayı 13-15). Bu ümitsiz durumda hanlığı Osmanlılardan tamamiyle bağımsız bir hale getirmek isteyen mirzalar kuvvetli bir durum kazandılar. 1772'de rus işgali altında toplanan kurultayda, Osmanlıların tayin ettiği Maksud Giray'ı tanımadılar ve Sahip Giray'ı Kırım'ın müstakil hanı seçtiler. Moskova'ya mirzalardan mürekkep bir hey'et hareket etti. Küçük Kaynarca muahedesinin (21 temmuz 1774) 3. maddesi ile «Kırım, Bucak, Kuban, Yedisan, Camboyluk ve Yediçkul (Yedicek) tatar ulusları... serbest ve tam manası ile müstakil tanınacaklar, kendi rıza ve muvafakatleri ile Cengiz soyundan seçilerek hanların hükmü altında olacaklar ve han her hangi bir yabancı devleti nazar-ı itibara almadan, onları kendi kadîm kanun ve adetlerine göre idare edecek, bu sebep ile ne Rusya ve ne de Babıali hiç bir suretle mezkur hanın intihabına ve tahta çıkışına karışmayacaklar... Kendi kendilerini idare eden ve Allahtan başka kimseye tabî olmayan bütün diğer devletlere yapılan aynı muameleyi yapacaklar; fakat tatarlar müslüman olduklarından ve sultan da islamın halifesi sayıldığından, bu uluslar kendisine şeriatın emrettiği şekilde muamele edecekler, bununla beraber bu, onların yukarıda te'yit olunmuş siyasî ve mülkî hürriyetlerini tehlikeye düşürmiyecek mahiyette olacaktır». Padişahı müslüman kırımlıların halifesi tanıyan bu madde tenakuz ihtiva ediyordu, bu suretle ilerideki güçlüklerin menbaı oldu. Kırım yarımadası ile Bug ırmağından Kuban ırmağına kadar türklerin oturdukları bölgeler müstakil Kırım haninin idaresinde bağımsız ilan edilmekle beraber, muahedenin diğer maddeleri ile Rusya mühim sevkülceyş noktalarını, Azak denizi ağzının iki tarafında Yeni-Kale ve Kerç, Dnepr ağızında Kılburnu kalesi ve etrafındaki hali araziyi, büyük ve küçük Kabartayları imparatorluğuna ilhak ediyordu. Bu şartlar altında hanlığın bağımsız bir varlığa sahip olması imkanı yok idi ve bu ileride yapılacak ilhakı kolaylaştırmak için, bir siyaset hîlesinden başka bir şey değil idi. Moskova'ya giden bağımsızlık taraftarı mirzalar bütün türk ve moğul kabilelerini temsil etmekte idiler (bk. Osman Akçoraklı, Kırım' da tatar damgaları, Bahçesaray, 1926).

        Yarımada, şimaldeki berzah yani Or-Kapı (Perekop) üzerinde Baron de Tott'un dahi hayranlığını çeken, eski devirlerden kalma sağlam bir istihkam ile Kıpçak bozkırından ayrılıyordu. Or-Kapı'nın muhafazası Or beyine havale edilmiş idi. Kırım hanlarına tabî Kıpçak bölgesinin sınırları başlangıçta şimalde Belgorod'a kadar uzanmakta idi. Fakat Kıpçak sahası Karadeniz şimalinde Prut ırmağından Azak'a kadar bütün step bölgesini içine almakta idi. Mengli Giray I. 1484'te, Bayezid II. Akkerman seferine geldiği zaman, Kavşan kasabasını ve havalisini alarak Besarabya'da hakimiyetini genişletmiştir. Kıpçak sahasında Nogaylar [b. bk.] oturmakta idiler. Bunlar 1767'ye doğru, Baron de Tott geldiği zaman hala büyük kısmı itibarı ile göçebe hayatım muhafaza etmekle beraber Bucak'ta, Akkerman dolaylarında şehir ve köylere yerleşmişlerdi ve steplerdeki göçebeler de bu zengin topraklarda mühim miktarda hububat ziraati ile meşgul olmakta ve mahsulü Kırım'a ve îstanbul'a sevketmekte idiler. XVIII. asır boyunca İstanbul'da bir çok defa kıtlık tehlikesi bu bölgeden yapılan hububat sevkiyatı ile önlenmiştir.

        XVIII. asırda Kıpçak Nogayları, Dnester ile Prut ırmakları arasında Bucak (Besarabya) türkleri, Dnester ve Bug arasında Yedisan türkleri, Bug ve Kırım arasında Camboyluk'lar olarak, üç büyük guruba ayrılmışlardır.

        Kırım hanları için başlangıçtan itibaren Kıpçak boz  kırlarındaki Nogayları kontrol altına almak hayatî bir ehemmiyet taşıyordu. 1523'te Mehmed Giray I. Han'ı katleden Nogaylar Sahih Giray I. zamanında yarımadayı istila ile tehdit ettiler. Bu han ancak 1546'dan itibaren Nogay «kırgını» denilen bir sıra kanlı seferler neticesinde bunlara hanlık hakmiyetini tanıtabildi (Sahih Giray tarihi). Bu devirde Kiçi-Nogay kabîlelerinden bir kısmının Kırım ile Akkerman arasındaki sahaya göçürüldüğü yukarıda söylenmişti. XVIII. asır başlarında Kalmuk tazyiki altında ulu - Nogay kabîlelerinden bazılarının, Yedisan, Yembulad ve Yediceklerin de Kuban havzasından Karadeniz şimalinde adları ile gösterilen bölgelere göç ettiklerini görmekteyiz.

        Nogayların hana tabiiyetleri gevşek olup, hanlık müddeîleri ile yahut ruslar ve kazaklar ile birleşerek. Kırım için ekseriya çok tehlikeli durumlar yaratmışlar ve bir çok defalar yarım  adayı çiğnemişlerdir. Kırım hanları bunları, daha iyi itaat altında bulundurmak için, zaman  zaman yarım  ada şimalindeki steplere getirip, yerleştirmek istemişlerdir. Bunlardan Mansuroğulları hanlık içerisinde çok mühim roller oynamışlardır. Mansur - oğullarından Kantimur 1620'den itibaren Osmanlılar nezdinde kazandığı nüfuzdan istifade ederek, hanlar karşısında müstakil ve mütehakkimane hareketlere başlamış idi. 1621'de Hotin seferinde temayüz etmiş ve Osmanlı devleti kendisini Özü beyi yapmış idi. Asî Şahin Giray'a ve Mehmed Giray'a karşı mücadeleleri ile nufüzunu daha kuvvetlendirdi. Onun tahakkümüne tahammül edemeyen yeni han İnayet Giray, üzerine hücum etti. Orada Kantimur'a Silistre valiliği tevcih olundu, înayet Giray tekrar üzerine yürüyüp, kabîlesini yağma etti ise de, bu hareketi azline sebep oldu (1637). Çok geçmeden înayet Giray da Kantimur da Murad IV.'ın emri ile idam olundular.



S A A T
 
BAYRAĞIMIZ
 

BİLGİLERİNİZ
 
Bilgileriniz sistemimize kaydedilmektedir.
 
Şimdiye kadar 1 ziyaretçi Gelmiştir. Göçürülemez © 2010 ANIL ÜNAL

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol